Abdullah Kadiri (1894-1938)

Özbek edebiyatının önemli temsilcilerinden birisi Abdullah Kadiri, 1894 yılının 10 Nisan günü Taşkent’de doğdu. Aşağıda bahsedilen sözler, yazarın 1926 yılına kadar olan hayatını aydınlatmaktadır. “Herhalde vakitsizce olsa gerek fakir çiftçilikle gün geçiren bir ailede doğdum.Yaşım dokuz-onlara geldiğimde beni mektebe gönderdiler. Mektepte herhalde 2-3 yıl eski usülde eğitim aldım. Sonraki zamanlarda ailemin son derece fakir günler geçirmesi sebebiyle beni zengin birisinin yanına hizmetçi verdiler. Patronum tüccardı ve Rusça okuyup yazabilecek bir kişiye ihtiyacı vardı. Bu nedenle olsa gerek beni Rus okuluna gönderdi. 1912 yılında ticaret yapan birisinin yanına yıllık 50 som karşılığı idareci olarak işe girdim. Bu esnada ticaret vesilesiyle Tatarların çıkardığı gazeteleri okuyup, dünyada “gazete diye bir şey”in var olduğuna inandım. 1913 yılında Özbekçe “Seda-i Türkistan”,”Semerkand”,”Aine”adlı gazeteler çıkıyordu ve içimde bu gazetelerde yazı yazma fikri uyandı. 1913 yılında çıkan “Baba katili” tesiriyle “Bahtsız damat” adlı tiyatro kitabını yazıp göndereceğimi kendim de beklememiştim(1915). Aynı yıl tiyatrolarda çıkan hikaye ve romanları taklit ederek  “Civanbaz” adlı hikayeyi yazdım ancak neşredilmeyince kendim neşredip gönderdim. Nikola tahttan indirildikten sonra halk milis güçlerine gönüllü olarak yazıldım.

1918 başlarında Eski Şehir Gıda Komitesi zenginlerin elinden alınıp komitenin eline verilmişti. Komite başkanlığına arkadaşım Sultan Hoca Kasımhocayev tayin edilmişti ve ben bu komitenin Özbekçe başkatipliğine girdim. 1919 yılının başlarında gıda komitesi namıma çıkarılacak olan “Gıda İşleri” gazetesine yazar olaraktayin edildim.

Bu güne kadar Sovyet idarelerinde yaptığım hizmetleri tek  tek sayarsam mevzu çok uzayacağından bundan sonra kurum isimlerini zikretmekle yetineceğim: “Rusta” duvar gazetesinde muhabir olarak, “İştirakiyun” ve “Kızıl Bayrak” gazetelerinde memur “Muştum” dergisinde editör ve yayın kurulu üyesi olarak ta 1924 yılına kadar emekçilerin faydası için samimiyetle çalıştım. Bu geçen 7 yıl arasında Sovyetler hükümeti ve partiden bir tek ikaz almadım. Kısacası hizmetleri defter ile sabit olsa, benim hizmetlerim basın-yayınla göz önündedir.  İşçiler ve çiftçiler yazdığım eserleri severek okurlar ve beni yazarlar katarına soktular ve beni yine okurlar ve unutmazlar…”

Edib, ilk çalışmalarını 1913-1914 yıllarından başlayarak ilk önce şair yönüyle kalem oynatmıştır.Onun “Ahvalimiz”,”Milletime”, “Düğün-Toy-“, “Fikir Yürüt-Fikreyle-“ (1914-1915) gibi şiirleri “Seda-i Türkistan” gazetesi ve “Ayna” dergisinde basıldı. Abdullah Kadiri bu şiirleriyle halkını cehalet ve hurafelere karşı mücadeleye çağırıyor, eğitimci-aydın şair sıfatıyla ortaya çıkmıştır. Bu yıllarda “Bahtsız Damat” (1915), “Hiç kimse yapmasın” gibi sahne eserlerini de yazmıştır. Onun “Civanbaz” (1915),“Ulakda” (1916) gibi hikayelerde halkını okur-yazar, bilgili, kültürlü ve özgür görme isteği sezilmektedir.

Ebid ilk eserlerini çeşitli mahlaslar altında yazmıştır. Bunlardan birisi ve halk arasında meşhur olanı “Culkunbay” dır.

1924 yılında Abdullah Kadiri Moskova’ya gitmiş, Gazeteciler enstitüsünde eğitim almıştır. Moskova’dan dönüp “Muştum-Yumruğum-” dergisinde işe başladı. Onun “Asabi Taşpolat ne der?” ve “Kalvak Mahzumun hatıra defterinden” serisindeki hiciv hikayeleri ilk olarak bu dergide basıldı.

Abdullah Kadiri 1917-1918 yıllarından başlayarak “Geçmiş Günler” romanı için malzeme toplamaya başladı. 1922 yılında ilk Özbek romanının ilk bölümleri “İnkılap” dergisinde yayınlanmaya başladı. 1925-1926 yıllarında “Geçmiş Günler” üç bölüm halinde kitap olarak neşredildi.

1928 yılı yazarın ikinci tarihi romanı “Mihraptaki Çıyan” yayınlandı.

1934 yılına gelindiğinde Abdullah Kadiri köy işletmesi mevzusuna adanan “Abid” hikayesini yazdı. Bunun dışında Gogol’un “Evlenme” komediyasının ve batılı yazarların hicvîhikayeleriniÖzbekçe’ye tercüme etti.

Abdullah Kadiri “Emir Ömer Han’ın Cariyesi”,” HırsızNamaz”,”Dehşet” gibi romanlar yazma arzusunda olduysa da baskıcı idare bu isteklerinin yerine gelmesine izin vermedi.

Abdullah Kadiri 1926 yılında “Muştum-Yumruğum-“ da yazdığı “Toplu Sözler” sebebiyle kısa bir süre hapse atıldı. 1937 yılının 31 Aralık’ında “Halk Düşmanı” suçlamasıyla hapsedilmiş 4 Kasım 1938 tarihinde Taşkent’de idam edildi.

Onun eserleri 1956 yılından başlayarak neşredilmeye başladı. 1990 yılında Cumhurbaşkanı emriyle Abdullah Kadiri isimli Cumhuriyet Devlet Ödülü tesis edildi.1991 yılında ise Abdullah Kadri ‘ye AliŞirNevai isimli devlet ödülü verildi. 1994 yılında bağımsızlığın üçüncü yılında “Bağımsızlık” madalyası takdim edildi.

Bugün birçok sokak ve caddeler, parklar, okullar, kütüphane ve enstitülere yazarın ismi verilmiştir. Edebiyat alanında faaliyet gösteren Taşkent Devlet Kültür Enstitüsü en başarılı talebelerine Abdullah Kadiri adına burs verilmektedir.

Alakalı