FURKAT (1859-1909)

Furkat mahlası olup asıl ismi Zakircan Molla Halmuhammedoğlu’dur. (1859 Kokand-1909 Yarkent)

Terakkiperver(ilerici) şair, düşünür, sosyologtur.  Mahallesindeki mektebte okuma-yazma öğrendi. Müderrislerden ve katiplerden hattatlık ve Arapçayı  öğrendi. Medresede tahsil gördü(1873-1876). Ali Şir Nevai‘ yi, Fars edebiyatı temsilcilerinin eserlerini öğrenmiş ve Farsça’yı mükemmel derecede özümsemiştir.

1876 yılında Yengi Mergılan (şimdiki Fergana) şehrinde yaşayan tüccar dayısının ricası üzerine bu şehre gitmiştir. Dayısına ona ticaret konusunda yardım etmiş daha sonra da kendisine küçük bir dükkan açmıştır. Aynı zamanda ilim sahibi bir aydın olarak insanların ricası üzerine resmi makamlara dilekçe yazmış, katiplik yapmıştır.

Furkat, Yeni Mergilan’da edip olarak iyice yetişme fırsatı buldu. Gazellerinde kullandığı “Furkat” mahlası şöhret kazanmaya başladı. Burada geçirdiği yıllar ilerici edebi-estetik fikirlerinin şekillenmesi için önemli bir adım oldu.

1880 yıllarının başlarında Furkat, Kokan’a dönüp evlenmiş  ve edebiyat ile iştigal etmiştir. Mukimî, Muhyî, Zevkî, Nadim, Nisbet, Muhayyir gibi edipler topluluğuyla doğrudan temasları olmuştur. Onların oluşturduğu edebi meclisler ve şiir gecelerinin aktif katılımcısı olmuştur. Furkat’in edebi mirasında;  geleneksel şiir türleri ve Özbek seçkin edebiyatının temel konuları öncelikle yer almaktadır.

Onun gazelleri, muhammasları bağladığı tahmisler,eserlerinin hayat dolu olması, üslubundaki musiki ve nihayet samimiliği okuyucuyu kendine bağlar.

Furkat’ ın şiirlerinde müstemleke düzeninin illetlerini eleştirme, varolan adaletsizlik ve zorbalığı, hukuksuzluk ve çaresizliği, nadanların (cahillerin) itibar gördüğü, bilgelerin hor görüldüğü bir durumdan hoşnut olmama hali akılda kalacak bedii boyalarla resmedilmiştir.

Furkat ilk defa gazeteyle tanışıp, onun Taşkent şehrinde basıldığını öğrendi. Yeniliğe aç, ilerici şairde ictimai hayatta meydana gelen değişimlere, sessizce yayılmaya başlayan fen ve teknik örneklerine ilgi uyanmıştı. Yeniliklerle doğrudan tanışma, kendi gözüyle görme iştiyakı arttı. 1889 yılının başlarında Taşkent’e yola çıktı. Hocend’de kaldı ve Taşhoca Asiri başta olmak üzere şairler, edebiyat severlerle buluştu, edebiyat gecelerine katıldı. 1889′ un Haziran ayında Taşkent’e gitti. Buradaki Kokeldaş Medresesi’nin bir hücresinde yaşadı.

Furkat, Taşkent’de  Rus aydınları ve Avrupai yaşam şekliyle tanıştı. Çarlık memurları, şairi çeşitli tiyatro, batılı eğitim kurumlarına, konserlere, gösterilere götürdüler. Bu tarihi değişime şahit olan Furkat’ın dünya görüşünde ciddi değişiklikler meydana geldi. Bu durum şairin eserlerinde kendisini gösterdi. Batı’nın  bilim ve kültürüne, fen ve tekniğine karşı temayül, şairin eserlerinde esas gaye haline dönüşmeye başlar. Bu ise Furkat’ın köklü Özbek edebiyatına yeni konuları ve amaçları dahil etmesine bir zemin oluşturmuştur.

1891 Mayıs’ında Semerkand’a gitti, eski eserlerle tanıştı ve gazeteye birçok haber gönderdi. Buradan Buhara’ya geçti. Haziran’da yurtdışı gezisine çıktı. Bu seyahatiyle ilgili çeşitli rivayetler vardır: O, bir daha dönmemek üzere yurdundan gönderildi denilmektedir. Sonuçta 1891 Haziran’ında Merv, Aşkabad, Bakü, Batum üzerinden İstanbul’a vardı. Furkat İstanbul’dan Bulgaristan ve Yunanistan’a geçti. Balkan yarımadasının pekçok şehrinde bulundu. 1892 yılının Mart ayında İstanbul’dan hareketle Akdeniz üzerinden Mekke, Cidde, Medine şehirlerine gitti. Daha sonra Bombay’a geldi. Hindistan’ın birçok şehrini dolaştı.

Güçlü lirik anlatımı, çekici nesri ile 19. asır sonu ve 20 . asır başında Özbek milli edebiyatının gelişmesine önemli katkı sağlayan Furkat, vatanından uzakta vefat etmiştir. Kabri Yarkent’ in Dangdar mezarlığındadır.  1990 yılında kabri üstüne bir türbe yapılmıştır.

Abdurrauf Abdulganiyev, Begali Kasımov

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Alakalı